Dünya Çevre Günü
Dünya Çevre Günü; İsveç’ in Stockholm şehrinde, 1972 yılında düzenlenen konferansta Birleşmiş Milletler’ de çevre sorunlarını küresel boyutta ele alacak uluslararası bir organın kurulmasına karar verilmiştir. Bu konferans Birleşmiş Milletler ’in çevre alanındaki çalışmalarının temelini oluşturmuştur. Bu konferans sonunda uluslararası boyutta bir bildiri yayınlanmıştır. “Stockholm Bildirgesi” olarak bilinen bu bildiride, bütün insanlar ve hükümetler çevrenin korunması ve geliştirilmesi için ortak hareket etmeye çağrılmıştır. Konferansta, 5 Haziran Dünya Çevre Günü olarak ilan edilmiştir.
Bu sene Dünya Çevre Gününün 50.yılının kutlanması sebebi ile “Stockholm+50” adıyla 2-3 Haziran’ da İsveç’ in ev sahipliğinde yapılmıştır. Doğayla uyum içinde, sürdürülebilir, daha temiz ve daha yeşil yaşam vurgusu ile “Tek Bir Dünya” sloganıyla bir araya gelinmiştir.
Etrafımıza baktığımız zaman ağaçların, denizin ve havanın ne kadar değiştiğini gözlemleyebiliyoruz. Mevsim değişimleri eskiden daha farklı yaşanmakta ve mevsimler iç içe geçmektedir. Bunun sebebi bizleriz, doğa ile uyumlu bir yaşam yerine doğaya savaş açan yaşam şekillerimizin sonucunu yaşamaktayız. Eğer bu savaşı kazanırsak, kaybedeceğiz. Bunu yapmak yerine hayatımızda yapacağımız küçücük değişimler ile çevre için olumlu etkiler yaratabiliriz. Tek bir dünya var ve gidecek başka bir gezegen yok. O yüzden geç olmadan yaptığımız yanlışlardan dönmeliyiz.
Peki bizler en basit ölçekte neler yapabiliriz?
- TÜİK verilerine göre bir kişinin yıllık ortalama atık miktarı 412,45 kg olarak belirlenmiştir. Ülke nüfusumuzun yaklaşık 84 milyon olduğu ve yüz ölçümümüzün 783.562 km2 olduğu düşünüldüğünde ilerleyen yıllarda bu konunun ciddi sonuçlar doğuracağı açıktır. Bu sebeple atık miktarlarımızı azaltarak ilk adımı biran önce atmamız gerekmektedir.
- Atık yağlarımızı lavaboya atmak yerine atık yağ toplayan firmalara teslim edebiliriz. Çünkü lavaboya dökülen 1 litre atık yağ 1 milyon litre içme suyunu kirletebilmektedir. Yer altı suyuna karışan bu kirlilik geri dönülmesi çok zor bir sürecin başlangıcı olmaktadır. Çöpe atılan yağlar ise çöp depolama alanlarında yangın çıkarmakta ve hava kirliliğine sebebiyet vermektedir.
- Evimizde oluşan tehlikeli ve elektronik atıkları çöpe atmayarak ilgili kuruluşlara teslimini sağlayabiliriz. Elektronik atıklar ile ilgili şirketimizin bir projesi olan ve içerisinde benim de yer aldığım “Atma Bağışla” projemizi incelemenizi rica ederiz. Şu ana kadar TEGV ile yürüttüğümüz projemiz kapsamında yaklaşık 500 kg elektronik atığın geri dönüşümü ile öğrencilerimizin eğitim masrafları karşılanmaktadır. Sizler de bu projeye destek vererek hem çevre kirliliğinin önüne geçebilir hem de çocuklarımızın geleceğine destek olabilirsiniz.
- Geri dönüşümü mümkün olan (kağıt, plastik, metal, cam vb.) birçok atığı çöpe atmayıp, geri dönüşüm noktalarına bırakabiliriz. Çöpe attığımız geri dönüşebilir tüm atıklar toprak kirliliğine sebebiyet vermekte ve bereketli topraklarımızı kirletmektedir. Hep beraber olursak geleceğimiz için büyük bir adım atabiliriz.
Cümlelerimi Kızılderili Şef Seattle’ ın şu anlamlı sözleriyle bitirmek isterim;
“Doğa, bize dedelerimizden kalan bir miras değil, torunlarımıza bırakacağımız bir emanettir."
İrem Erginer Bozdemir
İş Güvenliği Uzmanı
Çevre Mühendisi