Kendimizin ve sevdiklerimizin sağlığını korumak ve salgını bitirmek için daha çok sorumluluk alalım. Yeni gelen dalgalarda panik olmayalım…
Bayram tatili öncesinde 5 bin civarına kadar düşen günlük Covid-19 vaka sayısı bayram tatilinin son günlerinde 14 bini aştı. Vaka sayılarının tatil yörelerinden büyük şehirlere dönüşle birlikte bu haftadan itibaren daha da artacağını düşünüyoruz.
Hatırlatıyoruz: Vakaları azaltmanın, salgını bitirmenin iki yolu var: Aşılanma ve kurallara uyum…
Maalesef; “Maske-Sosyal Mesafe ve Hijyen” sloganı insanımızın belirli bir süre dayanıp sonrasında bırakabileceği bir özgürlük kısıtlaması gibi algılandı. Bu kurallara uyumda zafiyet, çift doz aşılamada henüz hedeflenen düzeye ulaşılamaması, aşılarla ilgili tereddütler ve bazı illerimizdeki çok düşük aşılanma oranları, aşılanmanın getirdiği rehavet ve bunların üzerine her gün yeni varyantların ortaya çıkması bu olumsuz tablonun başlıca nedenlerdir.
Hepimizin bireysel farklılıkları, geçmişten günümüze alışkanlıkları, örfü, âdeti, beslenme biçimi, kalıtsal ve kronik hastalıkları mevcut. Bu nedenle çözümü tek bir reçeteye sığdırmak mümkün değil. O yüzden sağlıklı bir toplum oluşturmak istiyorsak buna kendimiz ve ailemizden başlamalıyız.
Kendimizi tanıyıp sorumluluğumuzu alma vaktimiz çoktan gelmiştir. Günlük koşuşturmalardan gitgide feragat ettiğimiz, “vakitten kazandığımızı düşünerek” es geçtiğimiz temel sağlık kurallarını yeniden hayatımızın birer parçası haline getirmeliyiz. Böylelikle pandemide dördüncü dalganın yaratabileceği panik hali yerine kendimizi ve sevdiklerimizi, daha da ötesi toplumu koruma noktasına geçebileceğiz.
- Planlanan aşı takvimine mutlaka uyulmalıdır. Aşılamanın salgınla mücadeledeki kritik önemi, aşıların hastalığa karşı koruyuculuğu, hastalansak bile hastalığı hafif belirtilerle geçirmemiz ve aşılamanın yeni varyantların ortaya çıkması üzerindeki önleyici etkisi göz ardı edilmemelidir.
- Maskenin koruyuculuğu kanıtlanmıştır. Bu nedenle maske kullanımına azami özen gösterilmelidir. Kalabalık ortamlarda maske ve sosyal mesafe kuralına uyum kritik önemdedir. Maalesef tatil görüntüleri bu konuda çok olumsuz bir sınav verdiğimizi göstermiştir.
- “Aynı ofiste çalışıyorum” veya “Zaten aynı evde kalıyorum” diyerek sosyal mesafe konusundaki hassasiyeti bırakmamalıyız. Karşımızdaki kişinin ya da kendimizin bir şekilde hastalıkla enfekte olmuş olabileceğimizi, aşıların da yüzde yüz koruma sağlamayabileceğini unutmamalıyız.
- Her ortam değişikliğinde vücudumuzda bulaşıcı hastalıklara ait parçacıkların olabileceğini varsayarak kişisel temizlik kurallarına ve özellikle el hijyenine önem vermeliyiz. Ortamın doğal havalanmasını sağlamalıyız.
- Kronik hastalığı olanların mutlaka ilgili hekimlerine başvurmalarını ve düzenli kontrollerini yaptırmalarını öneriyoruz.
- Uzun süredir herhangi bir sağlık kuruluşuna başvurmayanlar rutin kan tahlillerine ve vitamin düzeylerine baktırmalı, eksik varsa yerine koymak için hekimleri ile istişare etmeliler. Beslenme bozuklukları varsa dengeli ve sağlıklı beslenme adına çaba harcanmalıdır.
- Uyku düzenine dikkat edilmeli, gece 23:00-04:00 arası melatoninin en iyi salınımının olduğu saatlerde, tamamen karanlık olan ve hiçbir elektrikli cihazın olmadığı bir odada uyunmalıdır.
- Günlük 30-45 dakika hafif-orta tempoda, açık ve temiz havada yürüyüş yapılmalıdır.
- Havanın çok sıcak olduğu günlerde dar kıyafetler yerine olabildiğince bol ve açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir.
- Bulunulan ortamda doğal hava sirkülasyonu olmalı, uyurken de mutlaka temiz havanın odaya girmesi sağlanmalıdır.
Tez Medikal OSGB İş Sağlığı Bölümü